Türk Adının Anlamı ve Kökeni

Türk adı bilinen tarihimiz içinde değişik zamanlarda bazen siyasî bir devlet adı, bazen de etnik bir millet adı olarak kullanılmıştır.
Türk sözünü Türk Devleti'nin resmî adı olarak ilk kullanan Göktürk İmparatorluğu olmuştur. Göktürkler'in ilk dönemlerinde Türk sözü bir devlet adı olarak kullanılmışken, sonradan Türk milletini ifade için kullanılmaya başlanmıştır. Kelime, Göktürk kitabelerindeki "Türk Budun" yani "Türk Milleti" söyleyişi ile, Türk soyuna mensup olan bütün boylan ve topluluklarını ifade etmek üzere milli bir isim haline gelmiştir.
Türk adı önceleri, "Törük" şeklinde söylenirken, zamanla "Türük" ve sonuçta da "Türk" şeklini almıştır. Özellikle Uygurlar çağından kalma belgeler, kelimenin "güç, kudret" anlamına geldiğini göstermektedir.

Türk adı, Çin'de (557-579), Bizans'ta (582), Arap (600'e doğru), Rus, Hint, Fars ve Avrupa kaynaklarında çeşitli şekillerde zaman zaman dile getirilmiştir.
İlk olarak "Turkhia" şeklinde Bizans kaynaklarında gördüğümüz "Türkiye" sözü de coğrafî bir isim olarak, değişik yüzyıllarda Türk milletinin yaşadığı coğrafyayı ifade için kullanılmıştır.

Türkiye sözü VI. yüzyılda Orta Asya için, IX. X. yüzyılda Volga'dan Orta Avrupa'ya kadar olan saha için, XIII. yüzyılda "Türk Kölemen (Memlûk) Devleti" zamanında Mısır ve Suriye için kullanılmıştır. Anadolu ise XII. yüzyıldan itibaren "Türkiye" olarak isimlendirilmiştir.

:::::::::::::::: 9 IŞIK ::::::::::::::::::::::::::



1 -Milliyetçilik
2 -Ülkücülük
3 -Ahlakçılık
4 -İlimcilik
5 -Toplumculuk
6 -Köycülük
7 -Hürriyetçilik Ve Şahsiyetçilik
8 -Gelişmecilik Ve Halkçılık
9 -Endüstri Ve Teknikçilik
VARLIĞINA, BİRLİĞİNE, YÜCELERİN EN YÜCESİ OLDUĞUNA İMAN ETTİĞİMİZ, ALTIMIZDA YAĞIZ YERİN, ÜSTÜMÜZDE YEDİ GÖĞÜN SAHİBİ OLDUĞUNA İMAN EDİP, İNANDIĞIMIZ, OL DEYİNCE OLDURAN, GÖNÜLLERİMİZİ İMAN NURU, TÜRKLÜK ŞUURU İLE DOLDURAN, ULULAR ULUSU, YÜCELERİN EN YÜCESİ ALLAH(C.C.)'IN ADINA AND OLSUN Kİ :

DİNİM, IRKIM, TÖREMİN BUYRUĞUNDA ÜLKÜCÜLER ORDUSUNUN RÜTBESİZ, ADSIZ ERLERİYİZ..ECDADIMIZIN BİZE EMANET ETTİĞİ HARSIMIZI, DİNİMİZİ, DİLİMİZİ, VATANIMIZI, BAYRAĞIMIZI CAN VE KAN PAHASINA DA OLSA KORUYACAĞIZ.ÜLKÜMÜZ HEDEFİNE VARINCAYA DEK: İSLAM AHLAK VE FAZİLETİNİ TÜRKLÜK GURUR VE ŞUURU İLE YÜRÜYECEĞİZ..BİZLERİ BU KUTLU YOLDAN DÖNDÜRMEK İÇİN ÖNÜMÜZE ÇIKAN HER ENGELİ AŞACAĞIZ! BEŞ BİN YILLIK GEÇMİŞİMİZDEN GÜÇ ALIP, YÜZYILLARIN ÖTESİNE VARACAĞIZ..ULU TANRI'NIN BUYRUĞU İLE, OĞUZ HAN'IN KURDUĞU BOZKURTLAR ORDUSUNUN ERLERİYİZ..SON NEFESİMİZİ, SON NEFERİMİZİ, SON DAMLA KANIMIZI VERENE KADAR, MİLLETİMİN DÜŞMANLARINI KARA YERE SERENE KADAR VURUŞACAĞIZ..ALLAH'Â, BAYRAĞA, VATAN'Â VE MİLLETE YEMİN OLSUN..ŞEHİTLERİM, GAZİLERİM VE BAŞBUĞ TÜRKEŞ'İM EMİN OLSUN..
BAŞARACAĞIZ.. BAŞARACAĞIZ.. BAŞARACAĞIZ..

TANRI TÜRK'Ü KORUSUN VE YÜCELTSİN..

25 Şubat 2009 Çarşamba

Kendinizi, her yıl 502 trilyon alan bir kentin vatandaşı olarak görebiliyor musunuz?

Kendinizi, her yıl 502 trilyon alan bir kentin vatandaşı olarak görebiliyor musunuz?

Buna sizler gibi "hayır, göremiyoruz" diyen bir kısım insanlar son bir yıl boyunca, partilisi partisizi, o parti bu parti demeden bir araya geldi ve bu sitede inceleyebileceğiniz çok sayıda projeyi oldukça yoğun bir çalışma ortamında bir araya getirip bütünleştirdiler.

Neden bu çalışmadan bir yıl boyunca haberiniz olmadı?

Şunu belirtmek gerekir ki, bizler proje sahiplerinin ve o projeleri derleyen ekip arkadaşlarımızın incinmeden, eleştirilerle vakit kaybetmeden Mersinlilerin istek ve arzuları üzerinde rahat ve profesyonelce çalışabilmelerini istedik. Biz, kendimizi reklam etmek istemedik. Zamanı geldiğinde, yani bugün sizlerin karşısına ne yapacağımızı detaylarına kadar bilen insanlar olarak çıkmak, yönetime geldiğimizde de herkesi yanımıza alıp bunların uygulamadaki detay safhalarını tartışıp paylaşmak istedik.

Biz, oradan buradan fikirler toplayan, vatandaşları ziyaret ederken vermek zorunda kaldıkları sözleri bir proje imiş gibi sunanlardan olmak istemedik. Biz, Mersin için inci gibi değerli oldukları halde yöneticilerin hep savsakladıkları bu kalkınma projelerine hak ettikleri önemi verip sizleri bunlardan haberdar etmek istedik.

Biz sizlere bunları gerçekleştirmek için önümüzde hiçbir engel olmadığını, aksine Mersin'in insan kaynakları bakımından zenginliğini, her yıl alınan ve her yıl artan 502 trilyon bütçeyi ve Mersin'deki çok önemli tecrübe ve bilgi varlığını önünüze sermek istedik. Bu çalışmalarımızı gizli tuttuk çünkü sizlere ait olan ve oluşturulurken harcanan onca emeğe geçmişte saygısızlık yapılmış olan bu projelere ne siyasetin nüfuz etmesini ne de bugüne kadar ilgi alaka göstermeyen, Mersin'de bu çalışmalar olduğu halde yoklarmış gibi davrananların kendilerine malzeme etmelerini istemedik. Çünkü biliyorsunuz ki, bugüne kadar biz Mersinlilere yapılan hiçbir vaat yerine getirilmediği gibi, yapılan işlerde de Mersinlilerin görüşleri hiç dikkate alınmamıştır. Biz artık, Mersin'e ait, Mersin'e özgü çalışmaların Mersin halkına iade edilmesini istiyoruz.

Bugüne kadar size vaat olarak söylenmiş işler ile bugünden sonra söylenecek işler arasındaki farka da dikkat ediniz ve projelerinize sahip çıkınız. Bugünden itibaren sağdan soldan esasında ne olduğunu bilmeden, bizim derlediğimiz fakat size ait olan bu projeleri konuşanlar olacaktır. Bu projelerin bir kısmı araştırmacılara, bir kısmı meslek önderlerine, bir kısmı kariyer sahibi insanlara, bir kısmı ise adayınız Mahmut Tat'a aittir. Fakat asıl olarak bu projeler sizlere aittir. Mersin'den, Mersinlilerin ürettiği projelerdir. Bugün sizlerden oy isteyenlerin bu projelere emek verenlerin yanına gitmeye yüzleri de yoktur çünkü kapılarını onlara hep kapatmışlardı. Hani Mersin'i temsil ediyorlardı? Ancak, bundan sonra taklit etmeye yeltenebilirler.

Mahmut Tat ve yakın çalışma arkadaşları bir yıl öncesine kadar bireysel bazda sürekli dillendirilmiş fakat kulak verilmemiş, sürekli dışlanmış bu projeleri bir araya getirip örgütlemişler ve Büyük Mersin, Yeni Mersin için bir strateji geliştirmişlerdir. Bu süreçlerde tekrar tekrar proje ekipleri ile üst seviye toplantılar yapılmıştır. Son dönem toplantılarda ise bu örgütlenme üzerinde bir anlaşmaya varıp bilinçli, ne yapılacağını bilen, yetki verildiğinde hemen harekete geçecek olan bir yapı oluşturmuşlardır. Bu insanları çeşitli resmi kurum ve toplum kuruluşlarına ait birçok fotoğraf karesinde görürsünüz; yani ülkemizin, yani babalarımızın, analarımızın, dedelerimizin, ninelerimizin yetiştirdiği bu önemli insanlar kendi alanlarında kendilerini geliştirmiş, birçoğu dünya çapında da çalışmalara sahip insanlar olarak kendilerini kanıtlamışlardır. Bu insanları siyasetçi olarak göremezsiniz çünkü onlar ülkemizin her gün geceleri de dirsek çürüten birer kalem ve fikir savaşçılarıdırlar. Fakat kendilerine bir kere dahi yapılan işlerde danışılmaz. Bir kısmı siyasetin kızıştığı dönemlerde hatırlanır ve vaat verebilmek için gidip ağızları aranır. Başkaca da bir önem verilmez.

Şimdi sormanız gerekir. Bu ülke bu insanları yetiştirdi. Peki, niye yetiştirdi? Bizlere, halkımıza faydalı işler yapılmasında yol göstermeleri için yetiştirdi. Biz ömrümüz boyunca bir kişinin fotoğraflarını her köşede göreceksek gençlerimizi niye yetiştiriyoruz? Bu gençlerin yapmayı hak edecekleri hizmetleri neden bir kişi ve yanındaki üç kişi tek başına yürütme iddiasındadır ve onu da becerememektedir? Bugün sizler çoğunlukla İstanbul haberlerini veren ulusal basını takip etmeniz nedeniyle Mersin'deki haber ve gelişmelerin, yorumların çoğundan habersiz olabilirsiniz. Takip etseniz bile bu gelişmelerin büyük bir kısmı gizli tutulmaktadır. Biz sizlere gücümüz ve vaktimiz yettiğince anlatmaya çalışmaktayız fakat biliniz ki, bunları anlatmaya ömür yetmez. Fakat birkaç konu var ki, hafızalarınızdan asla çıkmamalıdır.

Nükleer santralin Mersin'e kurulmasıyla ilgili bizlere bir soru soran olmuş mudur? Nükleer santrale karşı olmayabilirsiniz fakat biz karşıtlığı ya da yandaşlığını değil, size danışılıp danışılmadığını kendinize sormanızı istiyoruz. Hani demokrasi? Vilayetinize nükleer santral kuruyorlar ve size sormuyorlar. Mutlaka biliyor olduğunuz bir diğer örnek, havaalanı. Havaalanının yeri ile ilgili size soru soran olmuş mudur? Ne biz siyasilere ne de diğer dernek ve meslek örgütlerine, büyük sanayici ve işadamlarımıza sorulmamaktadır. Ne yapılmak istenmektedir? Bizler hepimiz geleceklerimiz için bir savaşım içindeyiz fakat yarın başımıza ne geleceğini bilmemekteyiz. Neyi bilmemekteyiz? Çok konuşulan bir örnek olarak Kazanlı Turizm Projesinin akıbetini bilmemekteyiz. Neden bu kadar önemli? Çünkü o proje için çok büyük çabalar sarf edildi. Çok önemli yatırım planları yapıldı, yatırımcılar ödenek ayırdı. Bu ödeneklerle başka işler yapabilirlerdi fakat bize güvendiler, işsizlerimize iş sağlamak için sermayelerinin bir kısmını bize ayırdılar. Bugün ise hükümetin önder insanları bizleri mahcup durumda bıraktı. Hem projeyi engellediler hem de havaalanının nerede, ne şekilde ve hangi kapasiteyle yapılacağını açıklamıyorlar. Yani, bizi insan yerine koymuyorlar ki planımızı projemizi yapalım. Yani, sizlerin iş bulması, sektörlerimizin çoğalması, mevcut sektörlerin canlanması gibi hiçbir endişe içinde değildirler ve sizler işsiz, barksız, borç içinde, çocuklarınız kalemsiz kitapsızken geceleri yumuşak yataklarında rahat rahat uyuyabiliyorlar.

Mersin'de onca çevreyolu yapıldı fakat ağır yük trafiği ve taşımacılık hala GMK Bulvarı'ndan yapılmakta. Neden?

Su deposu bunca çıplak ayaklı çocuğumuz varken, gelecekleri karanlık gencimiz varken çok mu önemli idi? Bizim daha önce musluklarımızdan içilebilir suyumuz akmıyor muydu? Kazanlı'ya gidin, şu anda musluklardan zehirli su akıyor. Neden?

Kazanlı'nın çay bahçeleri zorla kapatıldı. Neden? İnsanımızın ekmeğiyle kim oynuyor?

Sürekli açılıp kapanan fabrikalarda Mersinliler değil, başka yerlerden getirilen işçiler çalıştırılıyor. Neden?

Karaduvar'da bir insanlık faciası yaşanıyor. Oranın seçmeni büyük ölçüde CHP'li vatandaşlarımız. Buna rağmen kimsenin tasvip etmediği emrivakiler yapılıyor. Normalde AKP'nin orada yoğun ve kucaklayıcı bir hükümet yaptırımını uygulaması gerekir ama susuyor. Neden?

Mersinliler içinde bir kişinin, evet sadece bir kişinin, CHP Milletvekili İsa Gök'ün ve AKP Bakanı Kürşat Tüzmen'in oluruyla ve bazı Büyükşehir Meclis üyelerinin gizli şehir dışı ziyaretleriyle gelen balık çiftliklerini içinize sindirebiliyor musunuz? Marmaris'ten Antalya'ya kadar hiç kimsenin istemeyip başlarından savdıkları balık çiftliklerinin sizin denizinize kuruluyor olmasını içinize sindirebiliyor musunuz?

Belediye kendi çalışanlarına maaşlarını niye seçim öncesi ödedi? Çalışanların kapılarına icra gelince mi acıyıp ödeme ihtiyacı duydu, yoksa kapıya seçimler dayanınca mı? İktidar Mersin için bir şey yapmaya çalışıyorsa neden rakibi olan belediyeyi bu konuda sıkıştırmadı?

Bu yıl artık ahlak sınırları da hiçe sayılan Ramazan çadırları rezaleti yaşanırken kimler mutluluktan uçuyordu? Siz aç iken sizin paranızla yardımlar yapılmasını kabullenecek miyiz? Sizin paranızla partili firmalardan satın alınan yardım malzemelerinin hesabını sormayacak mıyız?

Kömür işçisi aldığını ve insanlara iş verdiğini söyleyen Sayın Başbakanın daha sonradan kömür yardımı rezaletine nasıl sarıldığını, ondan medet umduğunu görmedik mi? Başbakan biraz daha başbakan kalsın diye zehirli hava solumaya devam mı edeceğiz?

Bir daha Mersin'in cadde ve sokaklarında su birikmeyeceğini söyleyip bütün asfaltlarımızı değiştiren kimlerdi? Siz miydiniz? Biz miydik? Kimdi, kimlerdi?

Bunları hep hatırlamanızı istiyoruz.

Bu sorular ne iktidar yöneticilerine yakın adayların ne de şu anki yerel yönetimin hoşlanacağı sorular değildir. Bunları kendilerine sorunuz. Alacağınız cevaplara şaşıracaksınız.

Biz, bekledik ve sadece çalıştık. Maskelerinin düşmelerini bekledik. Bizim yoğun çalışmalarımızı ve kenetlenmelerimizi duydukça ne yapacaklarını şaşırdılar ve akla mantığa uymayan işler yapmaya başladılar.

Ancak, kendilerinin yanında olmak isteyenlere bile bir aday adaylığı zulmü yapanlar yarın sizlerin karşınıza geçip yöneticilik oyunu oynayacaklardır çünkü biliniz ki, yapacak bir işi olmayanlar ancak başkalarını kullanarak bir yere gelmek isterler. Başka bir çareleri yoktur. Bizler, sizlerin karşısına alnımız açık bir şekilde herkesten aylar önce çıktık. Kararlarımızı ise bir yıl önce vermiştik ve görev dağılımlarımızı da yapmıştık. Çareleri olmayanlar, kendilerine sunulan fikirleri anlayamayanlar ya da yönetime geldiklerinde başkaca amaçlar peşinde gidecek olanlar temiz insanların sırtından siyaset yapar, işleri bitince de kapının önüne koyarlar.

Sevgili Mersinliler ve Mersin için bugün onurlu siyaset yapmaya çalışan kardeşlerimiz. Lütfen, içinde bulunduğumuz durumun farkında olunuz. Bizleri bugünlere sürükleyenlerin dışındaki her Mersinlinin bir diğerine ihtiyacı vardır. Bizler birlik olmalıyız. İktidar hevesine kapılmadan halkımızın yanında olmalıyız. Yapılacak işlerde hepimize önemli görevler düşmektedir. Biz sizi, insanlarımızın hayatını siyaset ile değil, gerçekçi, kucaklayıcı, paylaşımcı yönde geliştirmek için çaba sarf etmeye davet etmek amacıyla ve Mersin sevdasının verdiği azimle bu zahmetlerin altına girdik. Çünkü biz yapmasaydık, kimse yapmayacaktı. Nitekim de, kimse yapmamıştır. Bizim projelerimizin tümü altı dolu, bir fikriyata sahip ve ispatlanabilir projelerdir. Biz projelerimizi şu kadar bu kadar "T" harfleriyle tanımlamadık. Bunu yapanların harfleri boştur, kopyacıdır, zararlıdır, bizlere değer vermeyen yalanlardır.

Bizim projelerimiz iş üretir. Bizim projelerimiz insanları kaynaştırır. Bizim projelerimiz kenti köy olmaktan çıkarıp kent yapar, köyü viraneden çıkarıp köy yapar. Bizim projelerimiz her kesimden ve her türden insanımızın hem her türlü ihtiyacına yanıt verir, hem de her türlü zevklerini karşılar. Bizi eleştirmekten, bize soru sormaktan kaçınmayınız. Soracağınız sorularla sayfalarımızda ve konuşmalarımızda yer veremediğimiz birçok detaya kavuşabilirsiniz. Kavuşmanız da gerekir çünkü bütün bunları birlikte gerçekleştireceğiz. Yapacağınız işleri şimdiden bilmeniz gerekir. Biz sizden oy değil, bu işlerde bize "katılmanızı" istiyoruz.

Biz kimseye şunu bunu yapıp işe alacağımızı söylemiyoruz. Dikkat ediniz. Bunu dün de söyleyenler vardı, bugün de. Biz size birlikte çalışıp faydalı tesisler ve kurumlar üretmeyi öneriyoruz. Bu tesis ve kurumları bugünkü belediyecilik zihniyeti gerçekleştiremez çünkü dikkat ediniz, "yapacağım, edeceğim" derler. Yani, bugünkü belediyeden hiçbir farkları yoktur. Biri gider, onun kopyası gelir. Sadece simalar değişir. Biz bir yıllık emeğimizi sizler için verdik. Her projemizin bu bir yıldan çok daha uzun geçmişleri vardır. Bunu böyle yaptığımız için tek bir kazancımız oldu, o da şu an karşınızda dik durabilmektir, her türden sorunuzu cevaplayabiliyor olmamızdır. Son birkaç ayda bir zahmete girip felsefesini bilmediğimiz işleri ezberleyip karşınıza çıkmayı bizler de bilirdik fakat öyle yapmadık.

Biz sizlere Mersin'i yeniden ortaya çıkarmanızı öneriyoruz. Biz sizler bunun için çalışırken sizlere daha fazla kaynak oluşturabilmek, kaynakların kaybolduğu yerlerde Mersin'in çıkarlarını korumak ve devletin Mersin'in haklarını teslim etmesi için mücadele etmekle meşgul olacağız. Mersin'de kimsenin kimseye haksızlık etmemesini sağlamak, önyargıları yıkmak, sektörlerdeki olumsuz rekabetlerin üstesinden gelmek için bireyler bazında yeniden dirilme için çabalıyor olacağız. Biz size, yaşlılarınıza, engellilerinize, kadınlarınıza, çocuklarınıza, gençlerinize sahip çıkmanız için çağrıda bulunuyoruz. Biz size, şehrin sokaklarına, köyün tarlalarına, denizin imkanlarına, dağların yamaçlarına yerleşmeniz ve sahip çıkmanız için çağrıda bulunuyoruz.

Biz bir yıl boyunca toplum hareketi gibi adlar altında işler de yapmadık. Biz sadece çalıştık ve Mersin'e sahip çıkacağınıza inandık. Çünkü bir işe talip olacaksanız, önce o işi çok iyi bilmelisiniz ve uygulayıcılarınızı uzaktan izleyebilecek kadar kuvvetli bir şekilde konuya hakim olmalısınız. Bu sadece belediye tecrübesi, siyaset tecrübesi gibi meslek ya da insan sevgisinden kaynaklanan şekillerde olmaz. Dersinize iyi çalışmanız gerekir. Bugünlerde, okumakta olduğunuz bu metni hazırlarken kimileri kentsel dönüşümden, halkı kaynaştırmaktan bahseder oldu. Bu gibi işler öyle iki satır okumakla, belediyecilik yapmış olmakla olmaz. Olsaydı bugün diğer kentlerdeki aynı parti yönetimlerinin bu konuda övünebilecekleri bir şeyleri olurdu. Bu şekil bir zihniyetle kentsel dönüşüm yapamazsınız. Çok istekli olanların, bu faaliyetlerde gönüllü olarak çalışabilmeleri için hiçbir engel yoktur ve biz herkesi yanımıza davet de edeceğiz. Fakat bunların idaresi ve koordinasyonu profesyonel kadrolar tarafından yapılmalıdır ve bu kadrolar hem Türkiye'de hem de Mersin'de mevcuttur. Yanına üç beş eski belediyeci ya da dernek başkanı veyahut da siyasetçi alıp sizlere bu konularda bir şeyler biliyormuş gibi davrananlara dikkat ediniz.

Biz Büyükşehir Belediyesini profesyonel bir kurumsallaşma sürecine sokacağız. Zaten belli kurumsal yerlerde vazifelerini bugün yürütmekte olan ekip üyelerimizin ve yönetime geldiğimizde entegre edeceğimiz diğer değerli Mersinlilerin tecrübeleri bu konuda bir sıkıntı oluşmasına imkan vermeyecektir. Biz siyaseti yönetiminde olduğumuz belediyenin tepesinde değil, halkın içinde durarak yapacağız; bu bir laf değil, incelediğinizde anlayacağınız üzere, projelerimizin gereğidir. Bir yandan da, Mersin'e düşmanca davrananların karşısında savaşacağız. Gerçek bir siyaset olacak. Belediyeye siyaset bulaşamaz. Siyasetçi, belediye başkanı olmak için başka siyasetçilerle pazarlıklar yapamaz. Diğer siyasilerimizi, kadın siyasetçilerimizi ve bütün derneklerimizi Siyaset Köyünde bir araya getirip orada siyaset yapacağız. Süren projeleri tartışacağız, yeni gelen projeleri tartışacağız. Projelere siyaset sokmadan eksiklerini yüz yüze konuşacağız. "Haydi" diyeceğiz, "sen iktidarsın şunu yap, sen muhalefetsin bunu yap, ben de sorumluyum şu şu şu riski üstleniyorum". Hiç kimse proje vasfı olmayan bireysel fikirleri ve kanuni hizmet yükümlülüklerini projeymiş gibi lanse edemeyecek. Hiç kimse Mersin'e ait olan kurumları ve çalışmaları arpalık olarak kullanamayacak. Hiç kimse yandaşlarına ihale verip vatandaşa yardım ediyormuş gibi görünemeyecek. Hiç kimse iyi gün dostu olamayacak. Hiç kimse Mersin için yapabilecekleri varken yapmaz durumda olamayacak. Hiç kimse strateji kavramını kendi siyaset stratejisine uyarlayıp Mersin'e mal etmeye kalkışamayacak. Mersin'deki siyasetin kurumsallaşması adına herkesin elini taşın altına koyması için ortamı oluşturacağız. Bundan böyle, Mersin'de hiç kimse kaçak, basından gizli, birbirinin arkasından konuşarak, gizli ittifaklar kurup siyaset yapamayacak. Yaparsa, herkes şahit olacak.

Biz, 502 trilyonu önce belediyenin kurumsallaşmasına, sonra yeni iş alanlarının açılmasına, sonra yatırımlara harcayacağız. Yatırımlar bittiğinde ise, sahip olmuş olacağımız yeni tesis ve imkanların işletilmesi, teknolojik ve bilimsel araştırmalarımızın sürdürülmesi için kuruşuna kadar harcayacağız. Paranın büyüsü ile korkaklaşan, harcamayıp kesesinde tutan insanlardan olmayacağız.

Biz küçük işlerle değil, bütün Mersin'in, karasularının bittiği yerden dağlardaki sınırına kadar yaşanabilir ve son derece turistik bir bölge olması için adım atmış olacağız ve Mersin'in gelecek planı artık bu olacak. Bunu yapacağız çünkü Mersin'i seven binlerce gönüllü varken, bugün bizi üç beş kişi tek başlarına yönetmektedir. Mersin kimliksiz miymiş, sahipsiz miymiş gibi zavallılıklardan arınacağız, kendini bilen bir yürek şeklinde ortaya çıkacağız. Mersin'in kimliksiz, sahipsiz görünmesinin sebebi, tam da kimliksiz miymiş, sahipsiz miymiş sözleri edenlerin yüzündendir. Mersin'in sahibi de biziz, kimliği de biziz. Burada yaşayan milyon sayıdaki insandır. Bundan böyle, Mersin adı duyulduğunda zihinlerde bambaşka çağrışımlar oluşacak. Herkesin çalıştığı bir şehir akla gelecek. Gençlerinin gelecekleri aydınlık olan bir şehir akla gelecek. Bundan böyle, "Mersin'in belediyesinde kaç kişi çalışıyor?" gibi bir soru da olmayacak çünkü herkes belediyede çalışacak; bazısı ücretli, bazısı gönüllü, bazısı çeşitli özel sektörlerde, bazısı ise Mersinlilerin paralarıyla kurulmuş faydalı ve kent unsurlarıyla bütünleşik kurumlarda çalışacak. Yani herkes belediyecilik yapacak, Mersin'i kalkındıracak. Burada başka bir Mersinliyi dikkate almayan, yokmuş gibi davranan, zarar veren hiç kimse bulunamayacak. Yapacaksak her şeyi birlikte yapacağız.

Üretimlerimizi çoğaltacağız, iş alanları açacağız, ürünlerimizi satacağız ve eksiklerimizi telafi etmek için hepimiz birlikte oturup nasıl ihracatımızı artırabileceğimizi tartışacağız. Domateslerimizi artık denize dökmeyeceğiz. Çocuklarımızı ne yapıp edip okutmayı hedef edineceğiz. Enerji giderlerimizi her yıl azaltacağız. Hak ettiğimiz konutlara, sokaklara, caddelere, özetle hepimizin hayallerine karşılık veren bir kente ve onun kırsalına kavuşacağız. İşte ondan sonra, bizlerin çizgisinden giden tek vücut nesiller Mersin'in ne olduğunu ortaya koyabilecek. Mersin'in kimliği de, sahibi de ne imiş, o zaman oturup bir daha konuşacağız.

Bütün bunlar yapılır mı? Evet, yapılır. Projelerimizi incelerseniz, hiçbirinin fazla bir maliyeti olmadığını göreceksiniz ve biri diğerini destekler şekilde olduğu için aslında, bütün şeklinde bir mekanizmadır. Biz bir yıl boyunca bütün bunların muhasebe hesaplarını yaptık ve gelecek dönemlerde karşımıza çıkacak ihtiyaçları da içlerinde planladık. Çeşitli sosyal etkileşim potansiyellerini, yani uygulamada sunulacak yeni öneri ve görüşler ile olacak irtibat ilişkilerini en üst seviyede gerçekleştirmek adına özel bir çaba da sarf edildi.

Maalesef bize Mersin'in ve zenginliklerinin keyfini sürmek, misafirlerimize Mersin'i gezdirirken gururlanmak değil, hiç durmadan çalışıp Mersin'in her gün daha güçlü bir birlikteliğe doğru ilerlemesine şahit olarak mutluluğu yakalamak gibi bir görev düşmüştür. Bunu hep birlikte başaracağız.

Sevgili Mersinliler, vurgulamaya çalıştığımız birçok konu var. Doğal olarak, netleştirmek isteyeceğiniz hususlar olacaktır. Lütfen, mesajlarımızı takip ediniz ve projelerimizi dikkatle birkaç kez inceleyiniz. İçinde bulunduğumuz sorunlar yığınını çözebilmek için yapılacak işleri elimizden geldiğince anlatmaya çalışmaktayız. Fakat bu yığının çözümlerini anlatmak da bir o kadar zihin yoran bir zamanın ayrılmasını gerektirmektedir. Bizlere mesaj atmaktan, toplantılarımıza katılmaktan çekinmeyiniz. Tüm sorularınız ya doğrudan ya da diğer toplantı ve basın duyurularıyla cevaplanacaktır. Projelerle ilgili teknik sorular ekiplerimize yönlendirilecek ve daha sonra aynı şekilde ya doğrudan cevaplanacak ya da cevapları duyurulacaktır.

http://www.mahmuttat.org/mahmuttata.asp

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder