Türk Adının Anlamı ve Kökeni

Türk adı bilinen tarihimiz içinde değişik zamanlarda bazen siyasî bir devlet adı, bazen de etnik bir millet adı olarak kullanılmıştır.
Türk sözünü Türk Devleti'nin resmî adı olarak ilk kullanan Göktürk İmparatorluğu olmuştur. Göktürkler'in ilk dönemlerinde Türk sözü bir devlet adı olarak kullanılmışken, sonradan Türk milletini ifade için kullanılmaya başlanmıştır. Kelime, Göktürk kitabelerindeki "Türk Budun" yani "Türk Milleti" söyleyişi ile, Türk soyuna mensup olan bütün boylan ve topluluklarını ifade etmek üzere milli bir isim haline gelmiştir.
Türk adı önceleri, "Törük" şeklinde söylenirken, zamanla "Türük" ve sonuçta da "Türk" şeklini almıştır. Özellikle Uygurlar çağından kalma belgeler, kelimenin "güç, kudret" anlamına geldiğini göstermektedir.

Türk adı, Çin'de (557-579), Bizans'ta (582), Arap (600'e doğru), Rus, Hint, Fars ve Avrupa kaynaklarında çeşitli şekillerde zaman zaman dile getirilmiştir.
İlk olarak "Turkhia" şeklinde Bizans kaynaklarında gördüğümüz "Türkiye" sözü de coğrafî bir isim olarak, değişik yüzyıllarda Türk milletinin yaşadığı coğrafyayı ifade için kullanılmıştır.

Türkiye sözü VI. yüzyılda Orta Asya için, IX. X. yüzyılda Volga'dan Orta Avrupa'ya kadar olan saha için, XIII. yüzyılda "Türk Kölemen (Memlûk) Devleti" zamanında Mısır ve Suriye için kullanılmıştır. Anadolu ise XII. yüzyıldan itibaren "Türkiye" olarak isimlendirilmiştir.

:::::::::::::::: 9 IŞIK ::::::::::::::::::::::::::



1 -Milliyetçilik
2 -Ülkücülük
3 -Ahlakçılık
4 -İlimcilik
5 -Toplumculuk
6 -Köycülük
7 -Hürriyetçilik Ve Şahsiyetçilik
8 -Gelişmecilik Ve Halkçılık
9 -Endüstri Ve Teknikçilik
VARLIĞINA, BİRLİĞİNE, YÜCELERİN EN YÜCESİ OLDUĞUNA İMAN ETTİĞİMİZ, ALTIMIZDA YAĞIZ YERİN, ÜSTÜMÜZDE YEDİ GÖĞÜN SAHİBİ OLDUĞUNA İMAN EDİP, İNANDIĞIMIZ, OL DEYİNCE OLDURAN, GÖNÜLLERİMİZİ İMAN NURU, TÜRKLÜK ŞUURU İLE DOLDURAN, ULULAR ULUSU, YÜCELERİN EN YÜCESİ ALLAH(C.C.)'IN ADINA AND OLSUN Kİ :

DİNİM, IRKIM, TÖREMİN BUYRUĞUNDA ÜLKÜCÜLER ORDUSUNUN RÜTBESİZ, ADSIZ ERLERİYİZ..ECDADIMIZIN BİZE EMANET ETTİĞİ HARSIMIZI, DİNİMİZİ, DİLİMİZİ, VATANIMIZI, BAYRAĞIMIZI CAN VE KAN PAHASINA DA OLSA KORUYACAĞIZ.ÜLKÜMÜZ HEDEFİNE VARINCAYA DEK: İSLAM AHLAK VE FAZİLETİNİ TÜRKLÜK GURUR VE ŞUURU İLE YÜRÜYECEĞİZ..BİZLERİ BU KUTLU YOLDAN DÖNDÜRMEK İÇİN ÖNÜMÜZE ÇIKAN HER ENGELİ AŞACAĞIZ! BEŞ BİN YILLIK GEÇMİŞİMİZDEN GÜÇ ALIP, YÜZYILLARIN ÖTESİNE VARACAĞIZ..ULU TANRI'NIN BUYRUĞU İLE, OĞUZ HAN'IN KURDUĞU BOZKURTLAR ORDUSUNUN ERLERİYİZ..SON NEFESİMİZİ, SON NEFERİMİZİ, SON DAMLA KANIMIZI VERENE KADAR, MİLLETİMİN DÜŞMANLARINI KARA YERE SERENE KADAR VURUŞACAĞIZ..ALLAH'Â, BAYRAĞA, VATAN'Â VE MİLLETE YEMİN OLSUN..ŞEHİTLERİM, GAZİLERİM VE BAŞBUĞ TÜRKEŞ'İM EMİN OLSUN..
BAŞARACAĞIZ.. BAŞARACAĞIZ.. BAŞARACAĞIZ..

TANRI TÜRK'Ü KORUSUN VE YÜCELTSİN..

1 Şubat 2009 Pazar

Bahçeli'den Davos yorumu: Tepki lafta kalmasın

http://www.etikhaber.com/content/view/70686/28/


Genel Başkanı Bahçeli açıklamasında "Başbakan Erdoğan'ın Türkiye'nin onurunu korumak için gösterdiğini belirttiği tavır ve tepkinin, MHP toplantıyı terk etmekle sınırlı, anlık ve geçici bir hareket olarak kalması düşünülmemelidir." dedi.


MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Davos'ta yaşanan gerilimle alakalı olarak bir yazılı açıklama yaptı.

Açıklamasında "Başbakan Erdoğan'ın Türkiye'nin onurunu korumak için gösterdiğini belirttiği tavır ve tepkinin, toplantıyı terk etmekle sınırlı, anlık ve geçici bir hareket olarak kalması düşünülmemelidir." diyen Bahçeli ayrıca, "Türk Milleti Başbakan Erdoğan'dan Davos'ta başlattığı ve kendisi için bir ilk olan bu duruşunu, kendi eseri olan önümüzdeki ağır sorunlar karşısında da sergilemesini beklemektedir." sözlerine yer verdi.

Bahçeli'nin yazılı açıklamasının tam metni şu şekilde:

İsviçre Davos'ta düzenlenen "Dünya Ekonomik Forumu" kapsamında "Gazze: Ortadoğu'da Barış için Yeni Model" konulu panelde, Başbakan Erdoğan ve katılımcılar arasında yaşanan tartışmalar kamuoyunu yakından ilgilendirmiş ve gündemin ilk maddesini oluşturmuştur.

OTURUM BAŞKANI VE İSRAİL CUMHURBAŞKANI'NIN TAVRI KÜSTAHLIK

Toplantıda, Türkiye Cumhuriyeti'ni temsilen bulunan Sayın Başbakan'a hitaben oturum yöneticisi ile İsrail Cumhurbaşkanı'nın üslup ve yaklaşımı aziz milletimizin asla kabul edemeyeceği bir küstahlık örneği olmuştur.

ERDOĞAN'IN TAVRI HAKLI VE YERİNDEDİR

Tartışma esnasında taşıdığı sorumluluk ve makama yönelik olarak aşağılayıcı ve nezaketsiz tavırlara maruz kalan Başbakan Erdoğan'ın aziz milletimiz adına gösterdiğini düşündüğümüz tepkileri, yöntemleri tartışılsa bile haklı, meşru ve yerindedir.

ERDOĞAN'IN SONRAKİ AÇIKLAMALARI KAFA KARIŞTIRMIŞTIR

Ne var ki, Başbakan Erdoğan'ın paneli terk ettikten sonraki basın toplantısında, tepkisinin panel yöneticisine yönelik olduğunu; kimsenin hedef saptırmaması gerektiğini; İsrail Cumhurbaşkanı'na, İsrail halkına ve Musevilere karşı bir tepki ve tavır olmadığını açıklama telaşı gösterilen tepkileri zayıflatmış ve kafaları karıştırmıştır.

TEPKİ ANLIK, SINIRLI VE GEÇİCİ OLARAK KALMAMALIDIR

Uluslararası ilişkilerde özenle seçilerek sarf edilmesi gereken sözlerin bağlayıcılığı yalnızca özürle geçiştirilemeyeceğine göre; Sayın Başbakan'ın özellikle İsrail politikalarına ve İsrail Cumhurbaşkanı'na yönelik doğrudan itham ve eleştirileri, bundan sonra Türkiye-İsrail arasında yeni bir ilişkiler sürecinin başlatılmasını gerektirecek kadar önemli ve ciddi sonuçlar doğuracaktır.

Bu bakımdan Başbakan Erdoğan'ın Türkiye'nin onurunu korumak için gösterdiğini belirttiği tavır ve tepkinin, toplantıyı terk etmekle sınırlı, anlık ve geçici bir hareket olarak kalması düşünülmemelidir.

TESLİMİYETÇİ BAŞBAKAN İÇİN BİR İLK

Teslimiyetçi siyasi geçmişinde rastlanmayan bir hassasiyetle; mazlum Filistinliler'in haklarının savunulmasında gösterdiği tutumun, dik durmaya devam edeceğine dair sözlerinin ve akabinde Atatürk'ün mücadelesine atıfta bulunmasının, Başbakanın şahsında olumlu bir değişim ve dönüşüm sürecini yaşadığına dair iyimser bir işaret olması temennimizdir.

Yöntemi ve yeri, yoruma açık olsa bile gösterilen kararlılık ve sonrasındaki gelişmeler milletimize ümit vermiş; yıllardır tam bir teslimiyetle sürdürülen uluslararası ilişkilerin artık son bulacağı konusunda bütün yurtta heyecan uyandırmıştır.

AYNI TAVRI KENDİ ESERİ OLAN AĞIR SORUNLARDA DA GÖSTERSİN

Türk milleti, "Ben kabile reisi değilim. T.C. Başbakanıyım. Ülkemin saygınlığını ve onurunu korumam için ne gerektiyse onu yaptım" diyen Başbakan Erdoğan'dan Davos'ta başlattığı ve kendisi için bir ilk olan bu duruşunu, kendi eseri olan önümüzdeki ağır sorunlar karşısında da sergilemesini beklemektedir.

DİK DURMA VE ONURLU TAVIR SIRASI ORTADOĞU'DAN TÜRKİYE'NİN MESELELERİNE GELMELİ

Dik durma ve onurlu tavır gösterme sırası, artık Ortadoğu'dan ülkemizin gerçeklerine bir an önce gelmeli, yıllardır hükümet tarafından tek taraflı tavizler verilerek onurumuzun zedelendiği milli meselelerimiz sürüklendiği darboğazdan acilen çıkartılmalıdır.

Bu nedenle milli bir duruş göstermek için sıra;

√ Terörle mücadele ve Türkmenlere sahip çıkılması konusunda Barzani;
√ Sözde soykırım iddialarına karşı Ermenistan;
√ Kıbrıs Türklüğünün mücadelesinde Rum Yönetimi ve Yunanistan;
√ Taviz ve dayatma listelerine karşı Avrupa Birliği;
√ Bölgesel tehdit ve zorlamalar için ise ABD ile olan ilişkilere gelmiştir.

ERDOĞAN İÇİN GERÇEK HAYSİYET SINAVI BUNDAN SONRA

Türk milletinin, İsrail'e bu sözleri söylemiş bir Başbakan'dan, bundan sonra sürdüreceği uluslararası ilişkiler için Davos'ta söyledikleri ile tutarlı, yaptıkları ile uyumlu bir politika, açık ve somut bir tavır gösterilmesini artık beklemek hakkıdır.

Türkiye'nin her meselesinde onurunu ve itibarını koruma konusunda Başbakan Erdoğan'ın önündeki gerçek haysiyet sınavı bundan sonraki süreçte belli olacaktır.

Başbakan ve hükümeti bu aşamada, ya Türkiye'nin milli tezlerini; baskı, dayatma, taviz ve hakaretlere maruz bırakmadan ısrarla savunarak yeni bir sayfa açacaktır.

Ya da Davos'ta gösterilen duruş, şuurlu bir tepkinin ve samimi bir sorumluluğun eseri olmaktan çıkacak, anlık bir öfkenin gelip geçici esintisi olarak teslimiyet devam edecektir. Bundan sonraki gelişmeler bu gerçekler ışığında takip edilmeli ve Başbakan'ın samimiyeti sorgulanmalıdır.

Milliyetçi Hareket Partisi milli meselelerde gösterilecek onurlu duruşu ve milli menfaatlerdeki atılacak dengeli adımları uygun üslup ve adap içinde olmak koşuluyla bundan sonra da tam olarak destekleyecektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder